Yaşlılıkta diş sağlığının korunması, sadece ağız ve diş sağlığı açısından değil, genel sağlık ve yaşam kalitesi bakımından da kritik öneme sahiptir. İnsanların yaşı ilerledikçe diş bakımlarında da zorlaşmalar görülmeye başlar. Bunun sonucunda dişler, dış etkenlere karşı daha hassas hale gelir ve korunmaları zorlaşır. Bu sebepten dolayı da yaşlılarda ağız bakımlarının daha etkili yapılması gerekmektedir.
Ağız sağlığının kötüye gitmesi, yaşlanma sonrasında ortaya çıktığı düşünülen doğru olmayan bir algıdır. İnsanlarda ağız sağlığı birçok sebepten dolayı her yaşta bozulabilir. Bu ağız sağlığını bozan bazı etkenler şu şekildedir:
Bu faktörlerin bulunduğu ağız bakımları hem çocuklarda hem de yaşlılarda diş yapısının bozulmasına sebep olacaktır. Bununla beraber, yaşı ilerleyen kişilerin ağız bakımlarına dikkat ettiği zaman, ağız bakımına dikkat etmeyen gençlerden çok daha iyi bir diş yapısına sahip olacağı görülecektir.
Ağız sağlığının bozulması, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bu durum, koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin yetersizliğine, sistemik hastalıklara, ilaç kullanımına, yetersiz beslenmeye ve uygun yapılmayan ağız bakımına bağlı olarak gelişir.
Genel olarak, yaşlanma ile ilgili olduğu düşünülen ağız içi değişiklikler; diş kaybı, diş renginde koyulaşma, dişeti çekilmeleri, tükürük miktarının azalması, ağız dokusunda ve kaslarda zayıflama ve tat duyusunun azalmasıdır. Yaşlanmaya paralel olarak minede meydana gelen aşınma sonucu dişlerde şekilsel değişiklikler görülür. Bu durum basit yüzeysel aşınmalardan önemli madde kaybına kadar ilerleyebilir. Yaşlılık da olan hassasiyet ağız ve diş sağlığımızda da oluşmaktadır.
Düzenli ağız ve diş bakımı ve günlük alışkanlıklar sayesinde dişlerinizi hayat boyu korumanız mümkündür. Ancak yaşınız ilerledikçe ağzınızdaki ve genel sağlığınızdaki değişiklikler, beraberinde ağız ve diş problemleri riski getirebilir. Yaşınızın ilerlemesinin yol açacağı hassasiyetleri anlamak, ağız ve diş sağlığı bakımınızı daha iyi yönetmenizi ve bu diş komplikasyonlarını önlemenizi sağlayabilir.
Yaşı ilerlemiş yetişkinler, kullandıkları ilaçların beraberinde getirdiği ağız kuruluğundan sıkça şikayetçi olur. Bunlar, kanser tedavisinde veya kardiyovasküler hastalıklar için kullanılan ilaçlar olabilir. Ağız kuruluğunuzun sebebi her ne olursa olsun, tükürük dişlere zarar verebilecek olan bakteri ve asitleri nötralize etmeye yardımcı olur.
Eğer diş eti çekilmesi yaşıyorsanız, açıkta kalan kök yüzeylerinin diş minesinden daha yumuşak olduğunu ve daha çabuk çürüyebileceğini bilmelisiniz. Diş çürükleri bu durumda hızlıca dişlerinizin sinirlerine ulaşıp iltihaplanmaya, veya dişin kökten tamamen kırılmasına sebep olabilir.
Bugüne kadar ağzınıza dolgular yaptırmış olabilirsiniz ve bu dolguların değiştirilme zamanı gelmiş olabilir. Kırılmış, çatlamış veya sızdıran dolguların altında kolayca çürükler oluşabilir. Bu sebeple ağrı hissetmiyor olsanız bile diş hekimi ziyaretlerine düzenli olarak devam etmeniz çok önemlidir.
Eğer tedavi edilmezse diş eti hastalıkları, jinjivit olarak da adlandırılan diş eti iltihabına veya daha ciddi periodontite sebep olabilir. Diyabet hastaları kanlarındaki şeker seviyesi daha yüksek olduğundan dolayı iltihaplara daha yatkındır ve diş eti hastalıklarına karşı daha yüksek risk taşırlar.
Yıllar içinde bir ya da daha fazla dişinizi çekildiyse bilin ki bu dişlerin yerine yeni diş yaptırmak için asla geç değildir. Eksik dişler, etrafındaki dişlerin de yerinin kaymasına ve damakta yemek artıkları ve bakterilerin birikebileceği alanlar oluşturmasına sebep olabilir. Bu da diş eti iltihabına yol açabilir.
Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret etmek sizi potansiyel diş ve diş eti hastalıklarının bir adım ilerisinde tutar. Profesyonel diş temizliği, periodontal hastalıklara sebep olan bakteri plağı ve tartarın temizlenmesi için gereklidir. Evde günde iki defa yumuşak kıllı bir diş fırçası ile dişlerinizi fırçalayın.
Daha yüksek risk taşıdığınız durumlar için geliştirilmiş ürünleri kullanmayı deneyin. Florürlü diş macunu diş minenizi güçlendirir ve diş çürüklerini önlemeye yardımcı olabilir.
Ağız sağlığı, genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır ve yaşlılık döneminde bu bağlantı daha da belirgin hale gelir. Yaşlılıkta ağız ve diş sağlığının korunması hakkında önerilerimiz bu yazımızda mevcuttur. Dünya üzerinde yapılan veri istatistikleri ile kısa bir zaman sonra nüfusun büyük çoğunluğunun 65 yaş üstü olacağı gösteriliyor. Eğer kişiler diş sağlıklarına dikkat ederlerse bu nüfusun iyi bir diş yapısına sahip olacağı düşünülmektedir. Bunun için de doğru bir beslenmeye ve bilinçli bireylere ihtiyaç vardır.
Yaşlılarda ağız bakım önerileri olarak şunları sıralayabiliriz:
Bu sayılan öneriler ile yaşınız kaç olursa olsun sağlıklı bir diş yapısına sahip olabilirsiniz
Yaşlıların dikkat ve anlayış gerektiren benzersiz diş bakımı ihtiyaçları vardır. Düzenli diş muayeneleri, iyi ağız hijyeni ve uygun tedavi seçenekleri, yaşlıların ağız sağlığını korumalarına ve diş problemlerinden kaçınmalarına yardımcı olabilir. Yaşlıların diş ihtiyaçlarının farkında olmaları ve altın yıllarında sağlıklı bir gülümsemenin tadını çıkarabilmeleri için uygun bakımı aramaları önemlidir.